http://www.bjk.com.tr

7 Mart 2008 Cuma

Size Bobo diyebilir miyim? - 7 Mart Genclerbirligi - Besiktas Maci

Kotu zeminli bir deplasmanda Besiktas'i gormeye alisik oldugumuz bir ilk yari izledik. Ruhsuz ve silik. Aklima Kayserispor maci geldi bu maci izlerken ve acaba herkesin bekledigi gibi liderligi haftalar sonra ele alan Besiktas ilk macta birakacak mi diye dusundum. Fakat ikinci yariyla beraber sahada bambaska bir takim vardi.

Ikinci yari boyunca butun oyuncularin, ozellikle Delgado'nun hirsi parmak isirtti. Hem deplasmanda hem de kotu sahada istahina alisik olmadigimiz Delgado sahada basmadik yer birakmadi, ve takimini belki futbol olarak degil ama mental acidan atesleyen isimlerden biriydi. Butun takimin hirsi ikinci yari tavan yapti, hepsi belli ki sampiyonluk havasina girmis. Macin bitis duduguyle beraber sessiz kisiligine alistigimiz Ertugrul Saglam'i cekmeye basladi kameralar ve onun agzindan dokulenleri okumak cok da zor degildi: "Niye vermedin penaltiyi?" Gozleri dolmustu Ertugrul Hoca'nin hirstan. Ikinci yaridaki ateslenmenin sebebini de Sinan Engin Lig Tv'ye verdigi roportajda ortaya koydu. Ertugrul Hoca devre arasinda butun takima ayar vermis anlasilan ve bu ayar pek guzel tuttu.

Butun futbolcular, yoneticiler, teknik kadro bir yana, Ertugrul Hoca'yi boyle gormek benim yazimi bastan asagi degistirtti. Artik camia olarak kenetlenme ve kalan 9 maci kazanarak sampiyonluga ulasma zamani.


Yazimda asil bahsedecegim seyler istatistikler ve teknik ekibin almadigi riskler olacakti, fakat bu aksam son dakikada gelen golun keyfini cikaracagim. Sadece sunu tekrar tekrar soylemek istiyorum. Bu takimin Cisse ve Serdar Kurtulus'tan sonra on libero oynayacak ilk oyuncusu Tello'dur!

Ah tabi bir de, amca ben sizi cok sevdim. Size Bobo diyebilir miyim?

28 Şubat 2008 Perşembe

Beyaz Mendil

Son iki haftaya soyle bir bakalim:

Ligde deplasmanda 2-0'lik Kayserispor maglubiyeti, kupada yine deplasmanda 1-0'lik C. Rizespor maglubiyeti, ligde Inonu'de 2-1'lik Denizlispor galibiyeti ve son olarak kupadan Inonu'de C. Rizespor'u 3-2 maglup ederek elendigimiz mac. Elimizde kalan 6 hafta kadar oynayamayacak bir Cisse, bu hafta oynamasi hala supheli olan bir Gordon, isinirken sakatlanmis Bobo ve sezonu kapatmis bir Serdar Kurtulus.

Besiktas futbol takiminin bu saatten sonra basarili olmasi mumkun degil. Avrupa'ya Sampiyonlar Ligi tarihinin en farkli yenilgisiyle veda eden, Fortis Turkiye Kupasi'nda C. Rizespor'a elenen, ve sezon basindan beri kelimenin tam anlamiyla HICBIR macini rahat kazanamamis bir takimin evinde oynayacagi butun derbileri kazanmasini, ustune diger maclarda da puan kaybetmemesini beklemek Polyanacilik degil de nedir? Yaklasik 4 senedir bu isi ogrenememis demek ki Yildirim Demiroren yonetimi.

Utanmadan, sikilmadan hala masal anlatiyorlar. Yok stat yapacagiz, yok birlik beraberlik zamani, yok Besiktas aleyhinde konusan Besiktasli degildir. Sacmalik. Tek dogrusu birlik beraberlik zamani. Yildirim Demiroren'i istifaya davet etmek icin birlik beraberlik zamani. Ben artik maclara beyaz mendilimle gidiyorum, yonetimden memnun olmayan butun Besiktaslilar'i da aynisini yapmaya davet ediyorum.

Galatasaray macina gelince; eger Ertugrul Saglam uykusundan uyanirsa takimda defansif orta saha ozellikleri olan ve sakat olmayan tek oyuncunun Tello oldugunu gorur, ve Cisse'nin gorevini Tello'ya verir.

Macin ideal kadrosu soyle olmali, tabi Kayserispor macindaki gibi fantezilere dalip Ricardinho'yu on libero oynatmazsa Ertugrul Saglam: (Dizilis her zamanki gibi 4-3-1-2)

Rustu,

I. Uzulmez - Gokhan Zan - Gordon - I. Toraman (Ali Tandogan)
Tello - Aydin - Serdar Ozkan
Delgado
Nobre - Holosko

Tabi bu kadroyu cikarmak yurek ister, cunku olasi bir maglubiyetten sonra fazlasiyla elestirilebilecek bir kadro. Fakat su anda eldeki oyuncularla daha iyi bir kadro cikarabilirim diyene hodri meydan!

Galatasaray macinda Besiktas'in tek avantaji seyircisi, bunun disinda hersey aleyhine. Cok zor bir mac, umarim Besiktas Inonu'deki Liverpool macina benzer bir tabloyu olusturabilir.

Devami Pazartesi sabahina.

13 Şubat 2008 Çarşamba

NFL destekli bir TSL yazisi

NFL, National Football League, Amerika'nin futbol ligi. Futbol derken Amerikan futbolu kastediliyor tabii.
Turk sporseverlerin cogu Amerikan futbolunu ucundan kiyisindan tanimistir ama nedense biraz korkarak yaklasirlar. Aslinda haksiz sayilmazlar. 8 hakemle yonetilen ve bazi kurallarini en kidemli oyuncularin dahi bilmedigi bir spor bu. Oyun sik sik kesilir, kararlarla ilgili video destekli hakem tartismalari yapilir, vesaire.
Amerikan futbolunun en cezbedici iki ozelliginden biri cok fiziksel bir spor olmasi. Ornegin Amerikan futbolunda bir "Sergen" barinamaz. Ne kadar yetenekli olursaniz olun, mutlaka ayni zamanda atletik ve guclu olmaniz lazim. Futbol ve basketbol gibi ince hareketlerle suslenebilen bir oyun degil cunku bu. Kosu ve itismeye dayanan, cok primitif bir oyun.
Primitif derken, bu oyunda inanilmaz taktik varyasyonlar oldugu gercegini gozardi etmemek lazim - ki bu da oyunun en cezbedici ikinci ozelligi. O kadar ki, oyun kurucular artik kollarinda uzerinde taktik cizilebilen bir asetat kagit sarilmis halde oynamaktalar. Tabii oyuncularin cogunun(yuzde 95) universite mezunu olmasi da oyunun taktik seviyesini yukseltiyor.
Ortalama bir amerikan futbolcusunu diger sporculardan ayiran bir numarali ozellik "enerji"dir. Fiziksel enerji ve cabuk karar verebilmesini saglayan zihinsel enerji. Ikisi birden. Muthis bir odaklanma gucleri var. Oyun aninda herseylerini sahaya veriyorlar.
Bunu nasil basariyorlar? Basit: Antreman disiplini. Antremani mac kadar ciddiye alan, antreman sahasina herseyini koyan bir tarzlari var. Yani, bizim futbolcular haftada 1-2 mac yaparken onlar her gun mac yapiyorlar seklinde de yaklasabiliriz olaya. Bu kadar talepkar bir duzende varolabilmek icin de inanilmaz bir beslenme ve dinlenme disiplinleri var.
Yukaridaki paragrafin negatifini alip TSL, Turkcell Super Lig, oyunculari icin soyleyebiliriz... Beslenme duzeni? Dinlenme duzeni? Ciddi antremanlar? I-ih, bizde yok.
O yuzdendir ki Ibrahim Uzulmez'in, Koray Avci'nin, Ibrahim Akin'in, Gokhan Zan'in, Burak Yilmaz'in, Bobo'nun, Semih'in, Arda'nin, ve yuzlercesinin yanindan Adrian Peterson(Minnesota'nin cizgi kosucusu) kosarak gecse (inanarak soyluyorum) onlari ruzgariyla devirir.
Tabii ki iki spor farkli sporlar ve futbol daha kondisyona dayali bir oyun ama bu temel ilkeleri degistirmiyor.
Sonuc? Kayseri karsisindaki Besiktas. Ayakta duramayan, sertlikten kacan, ne fiziksel ne mental enerjisi olan bir takim...
Antreman disiplini olan bir takim kendini hemen belli eder cunku. Cikar sahaya, 90 dakika sahaya tum enerjisini koyar, rakibine de 6 tane gol sallar... Bunlari yaparken de izleyene keyif verir. Galatasaray-Manisa macinda sahadaki enerji televizyondan bize de yansidi, o kadar.
Besiktas yarisi birakmayacak, ama benim favorim Galatasaray.
Bu denklemi bozarsa Dolmabahce'deki atmosfer bozar, iki hafta sonra Galatasaray Inonu'de cunku...

9 Şubat 2008 Cumartesi

Kayserispor - Besiktas Turkcell Super Lig 21. Hafta: Fatura bu sefer kime cikti?

Ertugrul Saglam'in mac sonunda yaptigi aciklama resmen kanimi dondurdu. "Rakipten cok zemine maglup olduk."

Bu mac Besiktas'in ne kadar ince bir ip uzerinde sampiyonluk mucadelesi verdigini yine gozler onune serdi. Cisse yok, mudafayla orta saha kopuk. Bobo yok, ileriye atilan butun toplar geri donuyor. Bobo olmadan Fenerbahce'nin Besiktas'a en buyuk kazigi yalanci forvet Nobre'yi ve emekli orta saha Ricardinho'yu Delgado'yla beraber sahaya surmeye ne denir, ben bilemiyorum. Gerci yine de Ertugrul Hoca'ya kizmak zor, cunku eldeki kadro yetersiz.

Her zamanki gibi tek recete transfer. Yildirim Demiroren'in Mehmet Topuz icin 11 milyon euro'luk bir teklif yaptigini ogrendik. Isim dogru fakat bu ucret cok fazla. Sivasspor'dan Abdurrahman, Istanbul B.B.'den Tjikutzu, Kayserispor'dan Mehmet Topuz Besiktas'in ihtiyaci oldugu bolgelere nokta transferler. Yalniz takim guclendikce bugun bircok kisinin begenerek izledigi futbolcularin aslinda ne kadar yetersiz oldugu ortaya cikiyor. Devre arasinda Besiktas icin yetersiz futbolcularin takimdan gonderilmesiyle futbolcu coplugu temizlenmisti. Umuyorum onumuzdeki sene cok guclu bir Besiktas seyredecegiz.

Besiktas'in bu kadroyla sampiyon olmasi cok kolay degil, taraftar destegi ve azimle sonuna kadar zorlamasini umuyorum.

8 Şubat 2008 Cuma

Tikaniklik Cok Yakin

Besiktas'in defanstaki sikintisi ara transferde de cozulemedi.

Serdar Kurtulus'un sakatliginin bir turlu duzelmemesi ve ara transferde Holosko icin Koray'in feda edilmesi, Cisse'yi alternatifsiz birakti demistik. Cisse'nin bu haftaki Kayseri macinda oynamasi hala supheli. (http://www.sporx.com/detail.php?Type=1&kategori=29&takim=102&go=98219)
Bu hafta oynasa bile, oynadigi mevki yuzunden kart cezasi almasi veya sakatlik yasamasi halinde ilerde bu bolgede yine sikinti olacak. Ancak Serdar Kurtulus duzelince Besiktas'in gorunenden cok daha iyi bir takim oldugu ortaya cikacak.

SuperLig'in iyi hucum eden ekiplerinden Kayserispor'a karsi Ertugrul Saglam'in yine de hucum zenginliginden odun vermeyecegini saniyorum.

Baki Mercimek ve Ibrahim Toraman kart cezalisi. Kadroda su an dort stoper var. (http://www.sporx.com/detail.php?Type=1&kategori=29&takim=102&go=98243)
Caykur Rize macinda yaptigi hatayla maci kaybettiren Ibrahim Kas (Bobo da kacirdigi gollerle maci kazandiramayan isimdi), paf takimdan yukselen Ethem, Gokhan Zan, ve yeni transfer Schildenfeld.

Ertugrul Saglam'in "Benim takimimda yeni transfer gelir gelmez oynayamaz" kuralindan dolayi kalede Rustu olmak uzere, geri dortlunun Ibrahim Uzulmez, Gokhan Zan, Ibrahim Kas ve Ali Tandogan'dan kurulacagini tahmin ediyorum. Benim gonlumden gecen Gokhan Zan ile Schildenfeld'in beraber baslamalari. Bu dortlunun onunde de Tello olacak. Delgado, Bobo ve Holosko'nun bu macta yine beraber oynayacaklarini dusunuyorum. Yalniz Nobre yerine Serdar Ozkan tercih edilebilir. Ilk 11'de sahaya cikacak son futbolcunun ise son haftalarda sonradan oyuna girip guzel isler yaptigina tanik oldugumuz Aydin olacagini tahmin ediyorum. Eger Cisse oynarsa Tello'nun yerini alacak, ve Tello da Aydin'in.

Zorlu, mucadele dolu, ve bol gol pozisyonlu, keyifli bir mac bizi bekliyor bu Cumartesi. Sampiyonluk yolunda bir viraj daha.

Sampiyonluk Yarisi

Buyuklerin hepsi "camia ruhu"ndan bahseder. Bu konuda konusma hakki en fazla olan takim Galatasaray. Su an Galatasaray'in bulundugu durumda Besiktas veya Fenerbahce olsaydi, zirveden 16 puan uzakta, "tarihinin en kotu sezonlarindan birini yasayan", gelecek sezon icin TD ve yeni transferler pesinde kosan bir klup ortaya cikardi. Zaten GS 2006'da da boyle sampiyon olmadi mi?
Bir takimin kotu oynadigi maclari kazanmasi icin oncelikle kendini inandirmasi gerekir. GS'li oyuncularda bu bilinc mevcut. Kotu oynayip kazanmayi, veya hakemin yanlis bir karariyla kazanmayi iclerine sindirebiliyorlar. Bu bir elestiri degil. Buyuk takimsan, boyle durumlarda "Buyuk takimim, kotu oynayip kazanmam veya hakem takdiriyle kazanmam normal" diyebilmelisin. Takimca icin rahat olmali bu durumlarda. GS bu konuda uzman bir takim ve bu kultur senelerden beri camiaya yerlesmis durumda. Onlarin en buyuk avantajlari bu.
Besiktas? Asla kazanamaz boyle maclari. Icine sindiremez. Taraftari dahi "Boyle kazanacaksak lanet olsun" der... Dogru bir icgudu degil.
Fenerbahce de bu konuda GS'den geridir ama en azindan onlarda tek pasla veya tek sutla mac cevirecek oyuncular var. Onlar da bu sekilde bahsi gecen maclardan siyrilabiliyorlar.
Bu nedenle GS yarista bir adim onde.
Fenerbahce camiasi enteresan bir camia. Tribunlerde, deplasmana giden, 40-50li yaslarda, kerli ferli, sirket yoneticisi taraftarlari var. Bunlar bir deplasman macinda ustu ciplak mesale yakan cinsten insanlar. Boyle bir guc ne GS'de ne BJK'de var. Cunku kufur kufurdur demeyin, 18 yasinda zibidinin hakeme sovmesiyle, 45 yasinda yoneticinin sovmesi cok farkli etkiler yaratir.
FB'nin taraftar gucunun bir artisi daha var. Buyuk camia olmayi sindirmislerdir. Takima inanclarini yitirmezler. 300 puan(!) geride olup gittikleri Samiyen deplasmaninda 3500 kisiydiler. Johnson'in frikik golu... O mac...
FB yarisi birakmaz...
BJK? Hala bir semt takimi. Kotu oynadigi bir maci kazansa bile, camianin inanci aninda sifirlanir. Bunun cok ilginc bir sebebi var... Sudur:
Besiktas camiasi seslendirmese de icten ice bilir ki, lobisi en zayif buyuktur BJK ve eger her mac mukemmel top oynayip rakiplerini sindiremezse sampiyon olmasina kolay kolay izin verilmeyecektir. Bu yuzden kotu oynadiklarinda FB ve GS gibi inanclarini koruyamazlar, gardlari cabuk duser. Cunku bilirler ki masa basindakiler "Tamam bunlardan birsey olmaz" deyip gerekli darbeyi vurmaya hazirlik yapmaya baslayacaklardir.
Kanit? Besiktas'in sampiyonluklarina bakin... Hepzi eze ezedir... Lucescu'yla kirilan puan rekoru... Ayni sene derbilerin HEPSININ kazanilmasi... Uc senelik hanedanlikta hemen hemen her macin ezerek kazanilmasi.
BESIKTAS ANCAK BOYLE SAMPIYON OLUR.
Sonuc?
Besiktas hucuma yonelik agresif futbol oynar ve defansini yeni transferiyle "mucizevi" bir sekilde toparlayabilirse hem derbileri alir hem sampiyon olur.
Aksi halde erken kopar ve yaris "iki buyukler(!)" arasinda gecer.
Bu yarista da favori yukaridaki sebeplerden oturu GS olur.
Sivasspor? Onlarin kafasi cok karisik. Birseycik olmaz.

28 Ocak 2008 Pazartesi

Kasimpasa Spor'lu Barbaros Barut Besiktas'ta

Milliyet Gazetesi'nin haberine gore (http://www.milliyet.com.tr/2008/01/28/son/sonspo05.asp) Besiktas Barbaros'u sezon sonuna kadar kiralamis.

Inanmak istemiyorum. Sezonun 20. haftasi itibariyle 39 gol yemis Kasimpasa Spor'dan defans oyuncusu transfer etmeyi dusundugumuze inanmak istemiyorum. Nerdeyse her mac 2 gol yemisler. Tam anlamiyla bomba transfer. Altyapi ozellikleri Baki'ye benzeyen Barbaros (biri yanilmiyorsam Ajax'ta digeri ise Bayern Munih altyapisinda yetismis) fevkalade Besiktas defansini kesin ucururdu!

Neyseki bu transfer gerceklesmemis. Her iste bir hayir var!

Onyargili olmamin tek sebebi bu yonetimin her isi yuzune gozune bulastirmasi. Aslinda Koray'in gitmesiyle beraber bu mevkide oynayacak oyuncularin Cisse ve Serdar Kurtulus olmasi sebebiyle tercih, mevki olarak dogru. Bu transferle Serdar Kurtulus sakatligini atlattigi zaman orta sahanin kalabalik olmasi gereken maclarda yine sag bekte kalacak ve yeni on libero ya da dogru sifatiyla defansif orta saha Cisse ile beraber orta sahayi guclendirecek.

Eger bu transfer gerceklesseydi ve defansif orta saha ilk 11'de oynayacak biri olsaydi, Besiktas'in orta sahayi kalabalik tutmasi gereken maclarda, Fenerbahce maci gibi, ideal kadrosu su sekilde olacakti:

Hakan (Rustu)
Serdar Kurtulus - Gokhan Zan - Ibrahim Toraman - Ibrahim Uzulmez
Cisse - Joker
Tello - Delgado
Bobo - Holosko

Geri dortlu kolay kolay degismez, maclarin zorluk derecesine gore Joker'in yerini kimi zaman Serdar Ozkan, kimi zaman Nobre, kimi zaman da yeni defansif orta saha alir, sablon da ona gore degisirdi. Zaten bu kadro, son haftaki kadrolardan cok farkli olmamasina ragmen Besiktas'in goruntusunu epey degistirecekti. Ancak eldeki kadroyla ozellikle Fenerbahce mucadelesinde Besiktasimiz'in ne yapacagi tam bir muamma. Bu saate kadar taraftari oyalayan yonetim, bu saatten sonra defansa veya orta sahaya defansif bir oyuncu transferi yaparsa surpriz olur, bu surpriz de en fazla Barbaros gibi bomba olur.